{ "title": "Kalça Fıtığı", "image": "https://www.kalca.gen.tr/images/kalca-fitigi.jpg", "date": "19.01.2024 10:35:17", "author": "RESMİYE KAYSI", "article": [ { "article": "Kalça fıtığı omurgayı etkileyen romatizman bir hastalık olduğu için bel fıtığı ile karıştırılabiliyor. Ağrılı seyreden bu hastalığın tanısı bazen oldukça geç konulabiliyor. Bel fıtığı ile aynı belirtileri gösteren kalça fıtığı olan kişilerin %30'una bel fıtığı tanısı da konulabiliyor. Bu hastalığın tedavi edilmesinde erken tanı konulması oldukça önemlidir. Kısa sürede ilerleyerek kişinin ağrı çekmesine neden olan kalça fıtığında yeterli düzeyde tedavi uygulanması önemlidir. Belde az rastlanan ağrılar genellikle kalça bölgesinde daha şiddetli görülmektedir. Yaş ayrımı yapılmadan herkeste görülebilen bu hastalık genellikle erkeklerde kadınlara göre 3 kat daha fazla rastlanılmaktadır. Hastalık ortalama olarak 24-26 yaşlarında başlamaktadır. Kalça fıtığında bel fıtığının tersi bir şekilde hasta dinlendikçe ağrıların şiddetlendiği gözlenmiştir. Sabahları uyandıktan sonra ya da dinlendikten sonra bel bölgesinde bir saatten uzun süren tutulmalar varsa ve hareket edildiğinde ağrılar azalıyorsa kalça fıtığı olma olasılığı vardır. Böyle durumlarda fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına mutlaka gidilmelidir. Vücut pozisyonunun ve eklem hareketliliğinin korunmasını amaçlayan tedavi sonucunda ağrılarda azalmaktadır. İlaç tedavisinin yanı sıra eş zamanlı olarak fizik tedavi ve egzersizlerde birlikte uygulandığında hastalık daha hızlı bir şekilde tedavi edilmektedir.

Omurga hareketlerinin korunmasını amaçlamak için kişinin sürekli ve düzenli olarak egzersiz yapması gereklidir. Klasik ilaçların yanı sıra günümüzde geliştirilen yeni biyolojik ilaçlarda kullanılmaktadır. İltihap mekanizmasını baskılayan ağrı kesiciler geçmişten beri kullanılan klasik ilaçlar arasında yer almaktadır. Ağrı kesici bu ilaçlar sayesinde hasta sabahları daha rahat ve ağrısız bir şekilde uyanmaktadır. Kişinin rahat hareket etmesini engelleyen kalça fıtığının tedavisinde egzersiz oldukça önemli bir yere sahiptir. Hastalığın ilerlemesini engelleyen spor ve hareketlerin yapılması ve düzenli olarak yürüyüş yapılmasına özen gösterilmelidir. Hastalığın tedavisinde uyulması gereken başlıca kurallardan biri hareketlerin solunum egzersiziyle birlikte yapılmasıdır. Nefes alış ve verişlerinin düzenli olarak yapılması akciğer kapasitesinin arttırılması için önemlidir. Yatak orta sertlikte olmalı ve yastık boyu boyun boşluğunu dolduracak şekilde seçilmelidir. Kalçadaki ağrı ve sertliğin azaltılmasında farklı ısı yöntemleri de kullanılabilir. Korse kullanmak sanıldığının aksine omurgaların hareketsiz kalmasına yol açacağı için tavsiye edilmemektedir. Sigara ve alkol kullanılmamalı, sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Vücut sürekli aynı pozisyonda kalmamalıdır, sık sık hareket ettirilmeli ve dik durulmalıdır. Yatarken bacakları karına doğru çekerek ve yan şekilde yatılması ağrıları arttırabilir. Bu nedenle günde yarım saat kadar yüzükoyun veya sırt üstü yatılması tavsiye edilmektedir.
" } ] }